´Aynı etik değerlerle yetişmeli, yetiştirmeliyiz"

Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Kalite Takip Sistemi Mayıs ayı faaliyetleri arasında yer alan “Öğretmenlik Meslek Etiği ve Değerler Eğitimi” konulu konferans/söyleşi okulumuzun çok amaçlı salonunda gerçekleştirildi.

 “Öğretmenlik Meslek Etiği ve Değerler Eğitimi” konulu konferans/söyleşi Hacı Sani Konukoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi´nin çok amaçlı salonunda gerçekleştirildi.

Okulumuz Rehber Öğretmenleri Yusuf Ziya Koçak ve İncinur Ergin tarafından okulumuz öğretmenlerine yönelik yapılan toplantı ve söyleşi yaklaşık bir buçuk saat sürdü. Okulumuz idarecilerinin ve öğretmenlerinin katıldığı programda eğitim sisteminin etik görevinin bütün öğrencileri kazanmak ve bunun için organize olmak olduğu, öğretmenlerin görevinin ise kimin nerede kazanabileceğini keşfetmek ve çocuğun o yönünü geliştirmek olduğu dile getirildi.

“AYNI ETİK DEĞERLERLE YETİŞMELİYİZ”

Etiğin en önemli özelliği evrensel ilkeleri kapsaması olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Yusuf Ziya Koçak “Finlandiya’daki bir öğretmen için ne geçerliyse Türkiye’deki öğretmen için de o geçerli. Çünkü ortak bir mesleki tutum, davranış sergilemek durumundayız. Aileden hepimizin bu etik değerlerle yetişmesi gerekir. Biz hep yanlışlarımızı görenlerle muhatap olduk. Yaptığımız iyi şeyler, etik davranışlar görülüp, anında fark edilip pekiştirilmelidir” dedi.

Lisans eğitimi boyunca öğretmenlik okuyan öğrencilerin ‘ben ne yapıyorum, ne için yapıyorum, şunu yaparsam ne olur, yapmasam ne olur, niyetim ne, eylemim ne, sonucu ne olur?’ sorularını sorarak karar ve eylemleri üzerinde etik bir sorgulama yapmaya alışmalarının sağlanması gerektiğini vurgulayan Koçak “Bundan sonra ben böyle bir insan olacağım, diye kapasitesini güçlendirmesi gerekiyor. Bütün bunların sürdürülebilir olması gerekiyor. Bir kere etik davranıp ikincisinde davranamazsanız tutarlılık oluşmuyor” diye konuştu.

Söyleşinin soru cevap kısmında ise Koçak şu görüşlere yerdi: “Her devlet memurunun imzalaması gereken bir etik sözleşmesi var. Hizmete başlayan personel bu sözleşmeyi imzalıyor ama okumadan imzalıyor. Hâlbuki bu çok güzel bir sözleşmedir. Sözleşmede kamu hizmetinin her türlü özel çıkarın üzerinde olduğu ve kamu görevlisinin halkın hizmetinde bulunduğu bilinç ve anlayışıyla çalışması gerektiği vurgulanıyor. Bireylerin kamu hizmetini yerine getirme bilincini alması çok önemli. Halkın günlük yaşamını kolaylaştırma, insan haklarına, dürüstlüğe uygun, ayrımcılık yapmamaya, maddi ve manevi fayda veya bu nitelikte bir çıkar sağlamadan görevini icra etme, kamu mal ve kaynaklarını sadece kamusal amaç için kullanma, kişilerin bilgi edinme ve diğer haklarını nazik, ölçülü, saygılı bir şekilde yerine getirme konularına da değiniyor sözleşme. Göreve başlayan personel de bunları yerine getirmeyi taahhüt ediyor ve imzalıyor. Süreci doğru dürüst yönetebilmek, farkındalığı arttırarak bu imzayı attırmak gerekiyor.”

“DENGEYİ GÖZARDI ETMEMELİYİZ”

Öğretmenlerin bireysel etik algılarıyla mesleki etik algıları arasındaki dengeyi bulmaları gerektiğini konusunda söz alan Rehber Öğretmenimiz İncinur Ergin de şunları söyledi:

İki tür etik yaklaşım vardır. Birincisi itaat etiği, ikincisi ise erdem etiği. Bir grup derki; insanları kurallarla zorlamanın gereği yok. Herkes kendisi doğruyu, iyiyi görsün algılasın buna göre davransın, kendisine yakışanı yapsın. Bu erdem etiğidir. Ama gerçeğe baktığınızda pek böyle olmuyor. Az önce bahsettiğim etik dışı örneklerin hepimiz farkındayız. Öğretmen ister inansın, ister benimsesin, ister benimsemesin hediye almamalıdır.

Eğitim alanında etikten bahsederken eğitim öğretim etiğine de değinmek gerektiği üzerinde duran Ergin, bir eğitim etkinliğinden söz edildiğinde dört temel boyutun ele alınması gerekli olduğunu, bunların amaç, kapsam, yöntem ve değerlendirme boyutları olduğunu hatırlattı.

“BİR EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL AMACI DAİMA KAZANANLAR YARATMAK”

‘Eğitimi ne için yapıyoruz’, ‘Bizim eğitim verirken amacımızı ne oluşturur?’ sorusunun cevabının bizi eğitimin amaç boyutuna götüreceğini ifade eden Ergin “Nasıl bir insan yetiştirileceği aslında çok önemli etik bir tartışma gerektirir. İçeriğin nasıl hazırlanacağı sorusunun cevabı ise bizleri kapsam boyutuna götürecektir. “Ya öğretilmeyenler?” Sorusunun cevabı ne olacaktır? Bunu genellikle atlıyoruz. Eğitim öğretim etiğinin üçüncü boyutu da yöntem boyutudur. Bu boyut içeriği nasıl öğreteceğiz sorusunun yanıtını arar. Yöntem boyutunda çok büyük zararlar veriyoruz çocuklara. Sıklıkla yaptığımız gibi bireyselleştirilmiş bir eğitim sağlamıyorsak, yöntem boyutundaki etiği ihlal ediyoruz demektir. Herkesin standart aynı şeyi öğrendiğini var sayıyoruz. Bu çocukların birbirinden çok farkları var. Ama biz hepsine aynı öğretim yaklaşımıyla yaklaşıyoruz. Bu da etik bir konu değil mi? Değerlendirme boyutu da dördüncü boyutu içeriyor. Sınav yapıyoruz, çocukları değerlendirmelere tabi tutuyoruz. Sen başarılısın, sen başarısızsın diyoruz. Neye göre? Bir eğitim sisteminin temel amacı daima kazananlar yaratmaktır. Kimisi sporda, kimisi bilimde, kimisi kodlamada, kimisi sanatta, kimisi iletişimde kazanır. Eğitim sisteminin etik görevi bütün öğrencileri kazanan yapmaktır. Öğretmenin de görevi kimin nerede kazanabileceğini keşfetmek ve çocuğun o yönünü geliştirmektir. Böylece bireylerin potansiyelinin keşfedilmesi ve kendilerini gerçekleştirmelerine destek olunması mümkün olabilmektedir” görüşlerine yer verdi.

TELLİ: “İDEAL ÖĞRETMEN, AHLAKİ BİR MODELDİR”

Programın sonunda her iki hocamızın sunum ve söyleşisini çok beğendiklerini ve ilgiyle dinlediklerini ifade eden öğretmenlerimiz adına söz alan Okul Müdürümüz Bayram Telli de ideal öğretmen profili çizerek “ideal bir öğretmen, yalnız kusursuz öğretme yetenekleri ile değil, aynı zamanda yaşama biçimi ile de örnek alınacak ahlaki bir modele dönüşür. Yani bu anlamda toplum öğretmenlerden, öğrettiklerini örnek olarak yaşayan ideal insanlar olmalarını beklemektedir. Bir yandan kendi davranışlarında ideal örnekler göstermesi beklenen öğretmenlerin aynı zamanda okulda öğrencilerin evrensel değerleri öğrenmelerinde en önemli katkıyı yaptıkları da unutulmamalıdır” diye konuştu.